Yasaklanan Şarkı ‘Meryem Meryemti’ Hikayesi
80’li yıllarda yasaklanmış ve Samandağ’da çalınması üzerine ilçe emniyet müdürü tarafından havaya ateş açılması üzerine susturulmuş arapça şarkıdır. ilk duyduğumda çok beğenmiştim ama hakkında hiç araştırma yapmamıştım. bazen böyle hüzünlü bir şarkının mutlaka hüzünlü bir hikayesi vardır diye düşünmüştüm. evet, hikayesi varmış. hatta hikayeleri varmış. hakkında bir iki şey söylenmiş. ama en kesin hikaye bir osmanlı subayının meryem adında bir genç kızı kaçırması üzerine.
Sitti Cemili ve Meryem’im
Ben çocukken pek çok Arapça hikâye dinledim anneannemden. ‘Sitti Cemili’den anneanne diye bahsetmek de tuhafmış. Arapça’da onun adı ‘Sitti’ yani benim ninem. Söylemeden geçemeyeceğim, aslında adı Cemile bile değil, Sikkâr ‘$%&’ yani Şeker. Ama Arapça isimlerin o zamanlarda pek hoş karşılandığı söylenemez. Neyse konumuza dönersek, pek çok hikâyenin arasından, bazılarının çok iyi bildiğini düşündüğüm Meryem’in hikâyesini çok severim.
O zamanlar 50 yaşlarında olan Sitti’nin iç geçirerek bana acılı bir aşkın öyküsünü anlatması çok dokunmuştu. O kadar özlem, hicran, kaybetmişlik ve çaresizlik vardı havada… Sitti’nin anlattığı, kendi Arapça adı ve tadı gibi yasak olan bir türkünün hikâyesidir. Osmanlı askeri tarafından kaçırılan, aslında gönlü başkasında olan Meryem’in hikayesi. Meryem Meryemti, yani Meryem, benim Meryemim, Gözüm Meryem’in diye başlayan bir ağıtın hikâyesi. Bu arada 90’ların sonuna doğru yeniden düğünlerde söylenmeye başlanan bu ağıtla insanların şakur şukur göbek atmasına da çok bozulurdu. Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.
Meryem Meryemti’nin 600 yıllık bir anonim türkü olduğu rivayet ediliyor. Ben bir versiyonunu da Suriye’de büyük nineden dinlemiştim. O zaman “E her kadının gençlik aşkı, hayalleri kendine has” diye içimden kıkırdadığımı hatırlıyorum. Neyse, başında doktorla yapılan bir sohbetin ağıtı vardır alkol ve aşkın ızdırabıyla içmek üzerine. Şarkının Arapça ve Türkçe sözlerini de paylaşıyorum. Maalesef Arapça sözleri internette bulunamıyor, ben elimden geldiğince yazdım, toparladım. Đstedim ki, o ağıtı anadilinde gözlerimiz görsün. Tabii isteyenler olursa diye, benim sevdiğim bir yorumla Grup Nidal’dan dinleyebilmeniz için linki de ekliyorum. Bu vesileyle de bana Sitti’yi, bize rağmen bize özümüzü unutturmamak için çalışan Grup Nidal’a da sevgi ve hayranlığımı iletiyorum. Beğenmenizi umarım.
Meryem, Gözüm Meryem’im
Geçmiş zaman içinde, Cemil adında, zamanının büyük çoğunluğunu dağlarda geçiren genç yakışıklı bir adam varmış. Uzun boylu, esmer, derin kara gözleri olan Cemil, kaçakçılık yaparmış. Zaman zaman köyün pazarına gelir, mallarını satar, ihtiyacı olanı alırmış. Pazara indiği günlerin gecelerini de köydeki ailesinin evinde geçirir, sıcak yemek yer, rahat bir yatakta uyur, keyif çatarmış.
Bu ziyaretlerden birinde Cemil, ince, oldukça uzun Meryem’le karşılaşmış. Meryem de Cemil’i görmüş, ama bakmaya utanmış. Cemil kendisine kısacık bir bakış atan Meryem’in gözlerini bir saniyeliğine görmüş ama o bile Meryem’e aşık olmasına yetmiş. Meryem’in arkasından bakakalan Cemil, yazmasının altından dökülen uzun, parlak saçlarına hayran kalmış. O günden sonra Cemil, Meryem’i görmek umuduyla köye daha çok gelir olmuş. Meryem’e deli gibi aşıktı ama Meryem’in de ona aşık olduğunu bilmiyormuş.
Osmanlıların ücra bir köşesinde, uzak bir köyde, Osmanlı askerlerinin kendilerini Allah saydıkları, istediklerini yaptıkları bir zamanda yaşıyorlarMIŞ. Bir gün bir yolculuk sırasında köyden geçen bir Osmanlı subayı Meryem’i diğer kızlarla su taşırken görmüş. Ertesi gün Meryem’i sormaya köye geri gelmiş. Köyün akilleri, yaşlıları sorgu sual etmişler subayı, nerelidir, kimlerdendir diye anlamaya çalışmışlar. Çok da sorgulamaya cesaret edememişlerse de, subay’ın Sünni olduğunu ve tabii Meryem için uygun olmadığını da anlamışlar. Ama bunu bir Osmanlı subayına söylemeye de kimsenin cesareti yokmuş. Derken Meryem’in sözlü olduğunu diyivermiş biri. Subay delilenmiş, bağırıp çağırmış: “Meryem’in sözü iptal edilsin” demiş. Subay Meryem’i almak için tekrar geleceğini söylemiş ve gitmiş. Köye geldiğinde olayı duyan Cemil, ailesini koşturmuş. Köyün akillerini de yanlarına alıp alelacele Meryem’i istemeye varmışlar. “Allah’ın emri, peygamberin kavliyle” Meryem’i Cemil’e istemişler. Meryem’i Sünni subayla evlendirmenin caiz olmadığını bilen aile, Meryem’i Cemil’e vermiş. Vermiş ki Meryem’in iyiliğine bir an evvel evlenip beraberce köyden uzaklaşsınlar. Subay’ın gazabından korkan aileler, gizli saklı düğün hazırlıkları yapmış ve üç gün içerisinde Cemil ve Meryem’in düğünü kurulmuş.
Gel gör ki, köyden biri subaya Meryem’in evlenmek üzere olduğu haberini uçurmuş ve Cemil’den haber vermiş. Deliye dönen subay Cemil için haram mallar kaçırıp, satmaktan arama emri çıkarttırmış. Atlı askerlerini de yanına alıp düğün günü köyü basmış. Düğün davullarının seslerinin yerini silah sesleri ve kan almış. Subay’ın kendisini arama bahanesiyle Meryem’i kaçırdığını duyunca Cemil atlamış atına subayın peşine düşmüş. Ancak daha Meryem’e yaklaşamadan vurulmuş ve oracıkta ölmüş. Ve Meryem için artık çok geçmiş…
Sözleri
- Meryem, Meryem’im gözüm Meryem
- Meryem, Meryemim gözüm Meryem
- Kalbim yaralı merhemini istiyor
- Ah gözüm Meryem’i istiyor
- Meryem damda saçlarını savurur
- Kalbim yaralı Meryem’i istiyor
- Ah ruhum Meryem’i istiyor
- Ah kalbim yaralı Meryem’i istiyor
- Ah gözüm Meryem’i istiyor
- Meryem, ızdırabım
- Meryem saçlarını toplamış
- Osmanlı askeri kaptı Meryem’imi
- Ah ruhum Meryem aldılar Meryem’i
- Osmanlı askeri kaptı Meryem’imi
- Ah gözüm Meryem aldılar Meryem’i
Diğer Meryem Meryemti yorumlamaları;
https://www.youtube.com/watch?v=qfCIJ30yKcU
Hazırlayan: MeKa – Samandağ TV
Kaynaklar:
- https://www.santralsozluk.com/b/meryem-meryemti
- http://bianet.org/system/uploads/1/files/attachments/000/001/084/original/Sitti_ve_Meryemin_hikayesi.pdf?1392902638
- https://www.youtube.com/watch?v=Jzk4ew2vXj0