Kültürümüzün ve inancımızın iki önemli simgesi ‘BAHUR’ VE ‘RİYHEN’
BAHUR
Bahur’un tarihi çok eskidir. En az 5000 yıldır da Arap yarım adasında kullanılır.
Eski Mısır’da Mısır kraliçelerinin Bahur isinden sürme yapıp makyaj malzemesi olarak kullandıgı ve firavunların mumyalama işleminde bahur kullanıldıgı bilinmektedir. Ayrıca Mısır Hiyerogliflerinde Bahur çizimleri mevcuttur.
Eski Mısır Kraliçesi Hatşepsut’un bahur kullandığı tarih kitaplarında yazılıdır.
Hz. Süleyman’in sarayina Sebe melekesi Belkıs tarafından hediye olarak Bahur gönderildiği yine bilinen bir gerçektir. Ayrıca Yahudilerin kutsal kitabında Bahur işlenmiştir.
Yunan tarihçi Herodot Bahur hakkında kitabında açıklamalar yapmıştır.
İncil’de ise 3 sultanların Hz Meryem bebek İsa’yı doğurduğunda Hz Meryem’e hediyeler getirdiğini ve Hz Meryem’in sadece Bahur’u kabul ettiği yazılıdır.
Ortadoğu haricinde Çin eski zamanlarda Bahur için önemli bir pazar oldu.Çinli yazar ve gümrük müfettişi Zhao Rugua Çin’e Ortadoğudan gelen Bahur ‘u kitabında işlemiştir.
İslam döneminde Hz Muhammed’in mescitte bahur yaktığı ve islamın ilk yıllarında mescitlerde Bahur yakıldığı görülmüştür. Osmanlıda Sarayın içerisinde Ortadoğu’dan gelen bahurlar yakılmıştır.
Ayrıca ortaçağdan beri Bahur çeşitli ruh hastalıkları ve fiziksel hastalıklar için kullanılmaktadır.
Tarihte Rodos şovalyeleri (Hospitalier şovalyeleri) Muğla’ya gemilerle gelerek Anadolu sığlası adı ile bilinen bir bahur çeşidini toplayarak şifa amaçlı kullanmışlardır.
Günümüzde Bahur Avrupa’dan Asya’ya çeşitli yerlerde kozmetikten İbadethanelere kadar kullanım alanı vardır.
HABBİL-ES (RİYHEN)
Hep merak edilmiştir bizlerde riyhen neden kutsaldır. Esas adı Habbil-es’tir. Halk arasında himbles yada riyhen olarak adlandırılır. Kokusu çok güzeldir. Çocukları kundaklamaktan tutun dini yerlerde ve insanın vefatında cenazesi yıkanırken bir tutam başı altında ve de mezarının üzerine hep bu riyhenin konduğuna hep birlikte defalarca şahit olmuşuzdur.
Bizler bunu hep merak etmişizdir. Bundan yaklaşık 4000 sene önce Farisi’ler Allah dışında başka ilahlara taparlardı. O dönem Allah’u Teala onlara nezirler gönderdi. Bu nezirlerden iki kişi onlara yanlış yolda olduklarını ALLAH’a inanmaları gerektiğini onun her şeye kadir olduğunu kendilerini yarattığını ve rızıklarını onun verdiğini defalarca anlatırlar. Farisi’ler bu nezirlere en son şöyle dediler:
^^Bizlere bir mucize gösterin ki sizin dininize girip Allah’a inanalım. Onlarda siz bizden bir şey isteyin ki yapalım dediklerinde ; Bizim ölülerimizi diriltirseniz sizlere inanırız derler. Bunu duyan nezirler yarın sabah vakti mezarlığa gidin ateş yakın o zaman ölülerinizi diriltecek bir elçiyle geleceğiz derler. Evvel-nisen sabahı Allahın emri ile bu nezirlerle beraber daha güçlü bir nezir gelir. Eline su alarak ve onun üzerinde bir şeyler okuyarak bu suyu etrafa saçar. Su hem oradaki canlı insanların hemde ölenlerin mezarları üzerine gelir.Hemen akıbetinde Allahın emri ile tüm ölüler canlanır ve mezardan çıkarak herkes kendi akrabası ile buluşur hasret giderir. Nezirler derlerki akşama kadar konuşun hasret giderin ama akşam bunlar tekrar mezarlara girecekler. İşte atılan bu kutsal suyun değdiği her yerde bu Habbel-es (Riyhen) yeşerir. ^^
Adamların elbiseleri üzerinde, başları üzerinde mezarlarının üzerinde yeşeren bu Habbel-es (riyhen) o günden beri hep kutsal sayılmıştır. İşte bizler bundan (evvel-nisende gösterilen bu mucizelerden) ve Allahu tealaya olan inancımızdan dolayı hem evvel-niseni hemde habbel-esi (riyheni) kutsal sayarız. Reyhan kokusunu aldığımızda peygambere salavat getiririz. Bizler kuranı kerimde dendiği gibi :
(Bakara 285) “le nuferriku beyna ehedin min rusulih” Hiçbir peygamberi arasında ayrım yapmadan hepsine inandığımızdan dolayı Evvel-nisan günü kutlar ve Reyhanı kutsal sayarız..