Cehennem Ateşinin Söndüğü Gün
Gadir Hum Bayramı
Ey Vasi; bugün sana ağır bir konuyu anlatmaya çalışacağım ama şunu bilmeni isterim ki bunun uzmanı değilim. Ortak yaşama kültürünü özümsemiş ve farklı kültürlerin bir bileşeni olduğum bilinciyle, yaşadığım toplumun sade bir üyesi olarak bildiklerimi anlatmaya çalışacağım. Elbette ki bu bilgiler bana yukarıdan vahiyle inmedi, okuyarak, araştırarak, sorarak ve gözlemleyerek biraz bilgi sahibi oldum o kadar. Eğer bunlarla yetinmezsen sen bilirsin. Gidersin bir şeyhe sana uzun uzun anlatır, kanıtlarını ortaya koyar. Zaten yaşlandıkça ahrete dair soru ve merakın da artıyor. Hayrola yani yolculuk mu var diyesim geliyor ama alınganlığında artmış haberin olsun.
“Bana Gadir Hum bayramını anlat” dediğin zaman senden biraz zaman istemiştim. Aslında niyetim bir Alevi şeyhine gidip ondan bilgi almaktı. Sonra bunu yazıya dökeyim dedim. Bu şekilde merak eden olursa açıp okur diye düşündüm. Şeyh Ender Dağ’ı telefonla arayarak bana bayramın anlam ve önemini anlatmasını rica ettim. Tabii ki bu yazıyı Hatay Kültür Keşif dergisinde yayınlayacağımı da izah ettim. Şeyh bana “Alevi Kültürünü Araştırma Derneği” (AKAD) yayını kendi dergilerinde daha önce Şeyh Süleyman Okur’un yazdığını ve oradan faydalanabileceğimi söyledi. Hatta dergiyi bulamayanlar için www.aleviyyun.com adresinde bulabileceklerini söyledi. Şeyhlerin ikisi de derneğin kurucu ve yöneticilerindendir.
Ey Vasi; Gadir bayramının Aleviler için önemini kısaca özetlemek gerekirse şunu söyleyebiliriz. Hicri takvime göre Zilhecce ayının 18. gününde Hz Muhammed, veda haccından dönerken, Medine, Mısır ve Iraklıların yol ayrımı olan Gadir-i Hum dedikleri sulak ve yeşil bir bölgeye ulaştıklarında tüm cemaatin toplanmasını ister. İlerdekiler döndürülür, geridekilerin yetişmesi beklenir. Tüm cemaat toplanınca –kaynaklar 70 000 ile 130 000 arasında bir sayı ifade ederler- onlara bir hutbe okur. Bunu şu ayetin emri üzerine yapmıştı. “Ey Peygamber, Rabbi’nden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah kâfirler topluluğuna rehberlik etmez. (Maide 67)
Hz. Muhammed topluluğa hitap ettikten sonra Hz. Ali’nin elini tutarak yukarı kaldırır ve şunu söyler. “Ben kimin mevlası isem, Ali onun mevlasıdır. Allah’ım, onunla dost olana dost, ona düşman olana düşman ol; onu seveni sev, ona buğz edene buğz et; ona yardım edene yardım et, ondan yardımını esirgeyenden yardımını esirge; o nereye dönerse hakkı onunla döndür. Biliniz ki, bu sözleri hazır olanlar hazır olmayanlara bildirmelidirler… Ben size iki emanet bırakıyorum. Biri Kur’an diğeri Ehl-i Beyt’imdir.” Hutbeden sonra orada bulunanların Ali’ye biat etmeleri istendi ve tamamı Ali’yi tebrik ederek kutlarlar.
Gadir Hum biatından hemen sonra şu ayetin indirildiği ifade edilir. “Bu gün size dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Maide 3)
Yukarıdaki ayet ve hadislerden anlaşılacağı üzere Aleviler için bu bayramın kutsallığı iki sebepten ötürü büyük önem taşır. Birincisi Hz. Ali’nin bizzat Hz. Muhammed tarafından kendisinden sonra halife ilan edilmesi, ikincisi ise İslam’ın bu biatten sonra tamamlanmış olduğu inancından kaynaklıdır. Bu konuda birkaç hadisten bahsedecek olursak Samandağ AKAD dergisinden aktaralım.
“Senetli bir şekilde İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) babasında, onun da babalarından Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir. “Ümmetimin en faziletli bayramı ‘Gadir-i Hum’ bayramıdır. Gadir öyle bir gündür ki onda zikri yüce Allah bana, kardeşim Ali b. Ebi Talib’i, ümmetim için benden sonra kendisiyle doğru yolu bulacakları bir nişane-alem olarak belirlememi emretmiştir; bu öyle bir gündür ki onda Allah, dini kemale erdirdi ve ümmetim için o günde nimeti tamamladı ve artık İslam’ın onların dini olmasına rıza gösterdi.”
Sonra şöyle devam etti “Ey insanlar topluluğu, şüphesiz Ali bendendir, ben de Ali’den… O benden sonra halkın imamıdır…” (El-Emali, (Şeyh Saduk),s.109, Biharü’l-Envar, c.37, s. 109 , Ravzatü’l-Vaizin, c.1, s. 102, İsbatü’l-Hüdat, c.1 s.526, (az farkla), Gayetü’l-Meram, s.89)
Bunun gibi daha birçok hadis ve rivayet vardır. Bu bayramda ne mi yapılır? Arap Alevilerinin geleneklerinde ne varsa o yapılır. Yani Herise dediğimiz hayrat yapılır ve fakir fukaraya dağıtılır. Ancak bu bayrama has olmak üzere işyerleri açılmaz, insanlar ziyaret dediğimiz kutsal yerlere akın eder dua ederler. Aleviler Gadir bayramını o kadar büyük bir inançla kutlarlar ki bu bayrama denk gelen günde Cehennem ateşinin söndüğüne inanırlar.
Peki, bugünün toplumun yaşam kültürüne yansımaları nasıl olmuştur, bunu biraz anlatmaya çalışayım. Öncelikle bu bayramı kurban keserek kutlayan ailelerden bahsetmek istiyorum. Arap alevi toplumunda çok sayıda bayram günü olmasına karşılık, bu bayramlar bütün bir yıla dağılmış ve her bayramda kurban kesen farklı aileler mevcuttur. Bu konuyu daha sonra sana uzun uzadıya anlatırım. Ancak kısaca şunu ifade edeyim. Yüzyıllar boyunca yoksul yaşamaya mahkûm edilmiş bu insanlar neden çok sayıda bayram kutlar? Zamanın din önderleri fakirlikten kırılan toplumun protein ihtiyacını karşılayacak bir çözüm bulmuşlar. Durumu nispeten iyi olan ailelerin yılda bir kere kurban kesmelerini sağlamak üzere önemli gördükleri olaylara adanmış günler tespit edip bayram günü ilan etmişlerdir. Bu sayede bayramları bütün bir yıla yayarak çevredeki fakir fukaranın yararlandırılması amaçlanmıştır. Bu sayede hem yoksul hanelere et ya da Herise dediğimiz zengin proteinli yiyecek girmiş, hem de dinen önemli günler hatırlanmış oluyor. Zamanla çalışıp fakirliğin belini kıran aileler de istedikleri bir bayramı kutlamaya başlayınca bu gelenek daha çok yaygınlaşmış.
Ey Vasi; bayram kutlaması yapan aileler nasıl hazırlık yaparlar, neye dikkat ederler? Öncelikle şunu söyleyeyim. Bu hazırlıklarda temizlik en ön plandadır. Bayram arifesinde veya daha önceki günlerden başlamak üzere evin tüm eşyaları, kap kacak ne varsa iyice yıkanır. Bakır kaplar kalaylanır, ev baştanbaşa silinir, kurbanlık alanlar iyice gözden geçirilir. Bütün bu hazırlıklar yapılırken her eşyanın elden geçirilmesi sırasında şahadet getirilir ki bayramın anlamına uygun olsun. Bayramda çalışacak hane halkı veya komşularda özellikle aranan bazı koşullar bulunur. Birincisi erkek ve kadın temiz olacak. İkincisi sigara içmeyen olacak. Yani bayramı yapan, kurban kesen ev sahibi bile olsa sigara içiyorsa bu işte çalıştırılmaz. Bazı bölgelerde bu konuda bir miktar esnek uygulamalar yapılmakla birlikte en azından kurban günü ve öncesinde bir süre sigara içmemiş olması gerekir. Bayramda çalışan kişi küfürbaz olmayacak, akıllı terbiyeli ve toplumda belli bir saygınlığı olacak. Daha ne diyeyim? Bayram hazırlıkları kurbanın kesiminden bitişine kadar yaklaşık 24 saat sürer. Kurban kesildikten sonra etlerin doğranması, yıkanması ardından 5-6 saat suda bekletilerek kanın iyice süzülmesi beklenir. Daha sonra büyük kazanlara aktarılarak kaynatılır. Buğday eklenir, piştikten sonra özel yapılmış aletlerle dövülerek hem kemiklerden arındırılır hem de buğdayın etle kaynaşması sağlanır.
Şunu unutmadan ifade edeyim. Arap Alevilerinde dişi hayvan kesinlikle kesilmez, yenmez. Bu sadece kurbanlıklar için değil her alanda geçerlidir. Kasaptan alınacak etler de erkek dana veya koyundan olması gerekir ve buna çok dikkat edilir. Kurbanlık hayvanlarda bu titizlik daha çok ayrıntıya odaklanır. Hayvanda hiçbir konuda eksiklik olmayacaktır. Kör, topal, hasta ve benzeri noksanlığı olmayacak. Kulaklar dâhil tüm organlar sağlam olmalıdır. Aksi halde sahibine geri iade edilir. Zaten satıcı da bunu bildiğinden buna yeltenmez.
Bayramlar ifade ettiği manevi anlamına göre sabah erken veya güneş battıktan sonra bayram namazıyla sonlandırılır. Burada şeyhler devreye girer. Bayramın gerektirdiği zamanı belirler ve sabah erkenden tan ağarmasıyla veya güneş battıktan sonra namaza durulur. Ancak tüm kurban kesen aileler aynı anda olmasın diye namaz saatleri şeyhlerin belirlediği saatlere göre yayılır. Akşam yapılan bayramlara Leyli adı verilir. Arap Alevileri evlerde namaz kılarlar. Bunun için özel olarak ayrılmış bir oda veya geniş bir salon hazırlanır. Namazlar Bâtıni itikada göre kılındığı için namaz sırasında dışarıdan yabancı kimsenin girmesine izin verilmez. Kadınlar namaz sırasında içeri alınmaz. Namaz başlamadan buhurdanlıklar yakılır ve gelenler dua okuyarak içeri geçerler.
Ey Vasi; daha anlatayım mı? Peki, kurban kesmeyenler ne yaparlar? Gadir Hum Bayramı arifesinden başlayarak ziyaret, türbe ve yatırlar dolup taşmaya başlar. Burada eller yukarıya açılarak barış, sevgi, başarı ve sağlık için dualar yakılır. Allah’a yakarılır. Gadir Bayramı sabah erkenden, şafakla birlikte mezarlıklar ziyaret edilir, ölmüşlere rahmet dilenir. Bu yüzden tüm mezarlıklar buhur kokusuyla dolup taşar. Gündüzleri kimse iş yapmaz. Çünkü Cehennem ateşinin söndüğüne inanılan bu günde ölmüşleri yâd etmek, dua okuyup rahmet dilemek gerekir. Ziyaretler namaz kılmak için değil sadece dua etmek amacıyla kullanılır. Birçok ziyaretin yakınlarında namaz için inşa edilen özel odalar bulunur. Evleri şehirde veya müsait olmayan aileler buralara gelip bayram kutlaması yaparlar.
Gadir Hum Bayramıyla ilgili kaynaklar:
Samandağ AKAD Dergisi Yıl 1, Sayı, 1 Ocak 2013
www.aleviyyun.com
www.zeynelabidinvakfi.org.
Yazar: İsmail Zubari Facebook>